Ülkemizin diğer meselelerinde olduğu gibi Alevilik-Bektaşilik meselesini de yüzümüze, gözümüze bulaştırdık. Öyle şeyler konuşuluyor, söyleniyor ki, insanın aklına "cehaletin bu kadarı ancak tahsille olur' sözünü hatırlatıyor. Eh, ağzı olan konuşuyor... Hem ne konuşma!

Beyefendi, çıkmış televizyona, "Alevi dedesiyim"; diyor, ama Hz. Ali'yi şeriatçı olmakla, namaz kılmakla suçluyor. Hz. Fatıma'yı başörtülü olmakla suçluyor.

Hadi, biraz daha beri gel de, Balıkesir Hutbesi'ni okuduğu için, Cuma namazı kıldığı için,Hacı Bayram Camii'nde namaz kılıp Ulus'ta TBMM'yi dualarla açan, yine ilk Meclisi önde gelen din adamlarıyla kuran ,Atatürk'ü de suçlasana! Atatürk'ün. Eşini de çarşaflı olduğu. İçin suçlasana! Hayır suçlamaz, suçlayamaz Çünkü meydanı boş zannediyor bu bir kısım kendini bilmezler.

Aleviyim diyen birisinin hayatını Hz. Ali'nin hayatına uydurması gerekirken, bu tür sözlerin ne kadar saçma ve kasıtlı olduğu ortada. Yukarıda da dediğimiz gibi, bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur.

Bizi biz eden, ayakta tutan manevi değerlerimize bu. Denli haince saldırı niye acaba? Bu beyzadeler(!) hiç mi Avrupa'daki örneklere bakmıyorlar?!.

Geleceğin süper gücü olmaya aday Almanya'nın Başbakanının çok koyu bir Hıristiyan olduğunu ve papaz okulunda yetiştiğini bilmiyorlar mı? Eski Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Jimy Carter'ın da koyu bir Hıristiyan olduğu, yanında sürekli din adamlarını bulundurduğunu, onlara danıştığını bilmiyorlar mı? Bizdeki manevi değerlere böyle sinsice, toptan hücuma geçilmesi, adı "Ali", olanlara da, "Alevi dedesiyim" diyenlere de yakışmıyor doğrusu...